Ege Üniversitesi Senato Salonu’nda gerçekleştirilen törende konuşan Vali Köşger, idarecilikte başından beri; ‘Memlekete bir çivi çakanın yanında olmayı’ şiar olarak belirlediklerini söyledi.
İzmir’in; Türkiye’nin 3. büyük şehri olduğunu anımsatan ve kentin en köklü üniversitesi olan Ege Üniversitesinin hak ettiği yere daha da yaklaştığını dile getiren Vali Köşger, “Ege Üniversite’mizin, genç bilim insanı yetiştirmede Türkiye 1.’si olduğunu burada öğrendik. Ülke olarak en büyük zenginliğimiz ve en büyük avantajımız iyi eğitilmiş genç nüfusumuz olduğundan bu tabloyu çok önemsiyorum ve bu başarı her türlü takdirin üzerindedir. Rektöründen akademisyenine, üniversitenin bu başarısında emeği geçen her ferdine, ülkem adına teşekkür ediyorum.” dedi.
İzmir’i teknoloji başkenti yapma vizyonlarından söz eden Vali Köşger, “Bununla ilgili birtakım çalışmalarımız sürüyor. Genç, dinamik, araştırmacı, yüzü dünyaya dönük ama kendi değerlerinden de kopmayan bir insan profiline, burada rahat çalışabilecekleri ve her türlü imkânı seçebilecekleri, ülkelerine severek hizmet edebilecekleri bir ortam oluşturmak gayreti içindeyiz. Son dönemde gençlerimizde, ülkeyi beğenmeme ve -maalesef- bir an önce bir batı ülkesine yerleşmek gibi bir beklenti var. Bu gençlere nasıl yaşamak istiyorlarsa o imkânları sunmamız ve buradaki insanlara hizmet etmelerini sağlamamız gerekiyor. İzmir bu açıdan ciddi bir potansiyel barındırıyor. İzmir, hayatını düşündüğü gibi yaşamak isteyen insanların kümelendiği bir şehir. Dolayısıyla bu potansiyeli iyi kullanırsak, burada gençlerimize bekledikleri fırsatları sunarsak, mutluluk aramayı bırakıp kendi ülkelerinde mutlu olurlar ve kendi ülkelerine katkı sağlarlar. Bunu İzmir’de gerçekleştirebiliriz. Bunda da Ege Üniversitesi başta olmak üzere üniversitelerimizin çok büyük rolü olacak.” şeklinde konuştu.
Göreve geldikten 3 ay sonra deprem felaketiyle yüzleştiklerini kaydeden Vali Köşger, “O dönem bir taraftan deprem, bir yandan koronavirüs salgını devam ederken, malumunuz sel, hortum, yangınlar ardı ardına başımıza geldi. İnşallah başka da felaket yaşamayız. Deprem zamanı, Ege Üniversitemiz hem hastanesi ile hem çadırkent kurulmasındaki katkıları hem de valiliğimize ev sahipliği yapmasıyla ciddi bir teşekkürü hak etti. Rektörümüzün şahsında Ege Üniversitesi ailesine bir kez daha teşekkür ediyorum.
Depremde şunu bir kez daha anladık ki; biz aslında büyük bir milletiz. Büyük milletlerin karakteristik özelliği de tarihî kırılma noktaları oluyor. O kırılma noktasında millet gibi durmayı başarıp, kaynaşıp ve dayanışmaya girenler millet olarak yollarına devam ediyor. Birbirlerine düşenler ise tarihin tozlu raflarında kaybolup gidiyor. Bu tablonun günümüzde, gözümüzün önünde cereyan eden örnekleri çok.” ifadelerini kullandı.
Ege Üniversitesinin çalışmalarını takip ettiğini ve başarılarından memnuniyet duyduğunu aktaran Vali Köşger sözlerine şöyle devam etti:
“Buradaki akademik araştırma ortamının daha iyiye gitmesinden büyük memnuniyet duyuyorum. Mevlana’nın pergel metaforu vardır. Bir ayağınız kendi inancınızda değerlerinizde sabit, diğer ayağınız ile tüm dünyayı dolaşacaksınız. İyi, güzel, doğru, üstün olan ne varsa… Onları toplayıp kendi kültürümüzle bir araya getirip daha iyiye doğru ilerlemek bizim şiarımız. Bu şehirde farklı etnik kökenlerden insanlar kardeşçe yaşıyor. Aynı şeyi ülke bazında düşündüğümüzde, biz tüm dünyadan iyi olan güzel olan şeyleri devşirip kendi kültürümüzle sentezleyip yeni bir sonuca ulaşan ve yoluna devam eden bir milletiz. Bunu başardığımız sürece de başarılı olan bir milletiz. İzmir’de akademik camianın bu gelişime ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Bu perspektifte bize destek olan/olacak olan herkese teşekkür ediyorum.”
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın da üniversite tarafından yürütülen çalışmalar ve akademik başarılar hakkında bilgi aktardığı program, plaket takdimi ile sona erdi.