“Üst gelir grubuna deprem vergisi getirilebilir”

Büyük yıkıma neden olan depremler sonrası oluşan ekonomik hasarı onarmak için finansman ihtiyacı sürüyor. Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, Anayasa’ya konulacak açık bir düzenleme ile “özel vergi” niteliğinde üst gelir grubuna yönelik, mali gücü dikkate alan bir “dayanışma vergisi” ya da “deprem vergisi” önerisinde bulundu

“Üst gelir grubuna deprem vergisi getirilebilir”

Büyük yıkıma neden olan depremler sonrası oluşan ekonomik hasarı onarmak için finansman ihtiyacı sürüyor. Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, Anayasa’ya konulacak açık bir düzenleme ile “özel vergi” niteliğinde üst gelir grubuna yönelik, mali gücü dikkate alan bir “dayanışma vergisi” ya da “deprem vergisi” önerisinde bulundu

“Üst gelir grubuna deprem vergisi getirilebilir”
28 Şubat 2023 - 15:20

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından yaralar sarılmaya çalışılıyor. Depremlerin ekonomik etkisi de çok büyük ve yapılacak işlerin finansmanı için kaynak arayışı tartışılıyor. Depremlerden zarar gören bölgelerde güvenli konut ihtiyacını karşılamanın ve depremden etkilenenlerin yeni yaşam kurmalarını sağlayacak çalışmaları yapmanın devletin anayasal görevi olduğunu söyleyen Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, yapılacak işlerin finansmanının uzun vadeli planlama ve kaynak gerektirdiğine dikkat çekti.
 
1999 depremi sonrası kaynağın vergi olduğunu hatırlatan Yavaşlar, “Bunlar bir seferlik ek vergilerdi. Özel iletişim vergisi ve özel işlem vergisinden oluşan yeni vergilerdi. Bu vergilerin gelirleri ne yazık ki depremle ilgisiz konulara harcandı. Genel bütçeye giren vergiler bütün kamu harcamaları için bir finansman kaynağı olduğundan bu durum hukuka aykırı değilse de harcamanın söz verilen işler için yapılmaması kamuoyunun haklı tepkisini çekti. Ülkemiz hukuk sisteminde, bir verginin sadece belli bir amacı gerçekleştirmek üzere toplanıp onun için harcanması mümkün değil. Çünkü, bu “özel vergi” anlamına geliyor ve Anayasa’da buna izin verilmiyor” dedi.
 
Dayanışma veya deprem vergisi
İçinde bulunulan durum dikkate alındığında, Anayasa’ya konulacak açık bir düzenleme ile “özel vergi” niteliğinde üst gelir grubuna yönelik, mali gücü dikkate alan bir “dayanışma vergisi” ya da “deprem vergisi”nin kabul edilebileceğini söyleyen Yavaşlar, “Sadece yeniden yapılanma için kullanılacak uzun vadeli, sağlam ve karşılıksız bir gelir kaynağı yaratılacak, bu gelir kaynağı, en azından genel bütçenin tabi olduğu idari denetim, Sayıştay yoluyla yargısal denetim ve TBMM denetimi olan üçlü denetime tabi olacak ve verginin mükellefleri bazı önemli anayasal güvencelere sahip olacaklar. Çünkü, vergi başta mülkiyet hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri sınırladığı için, ancak Anayasa’da yer alan bazı ilke ve kurallar çerçevesinde getirilip uygulanabilir” diye konuştu.
 
“Alt ve orta gelir grubunu kapsamamalı”
Bu özel verginin düşük ve orta gelirlileri kapsamaması gerektiğini bildiren Prof. Dr. Yavaşlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asgari ücretin ortalama ücret olduğu günümüzde, geniş kesimlerin bir kuruş daha fazla ne gelir vergisi ne de harcamalar üzerinden alınacak bir dolaylı vergiyi kaldıracak takati yok. Getirilecek verginin servet vergisi olması düşünülebilecekse de bunu hem uygulamak hem de servet vergisi üzerinden yeterli ve düzenli gelir elde etmek zor olur. Çok düşük oranlı genel servet vergisi, kayıt dışılığı önleyeceği için, buna direnç yüksek olacaktır. Özel servet vergisi türlerinden emlak vergisine zaten 2021’den itibaren “değerli konut vergisi” eklemlendi. Bu verginin Anayasa’ya aykırılığı tartışmalıyken ve daha çözülmemişken, yeni bir şey yapılamaz. Ek motorlu taşıtlar vergisi getirilecek olsa, bu verginin sağlayacağı gelir hem yeterli olmayacak hem de uzun vadede verginin mali güçle orantılı olması ilkesine aykırılık yaratacak. Karşılıksız mal transferini konu alan veraset ve intikal vergisi türünde vergi, düzenli olmayacak ve sağlayacağı gelir belirsiz olacak. Getirilecek özel verginin konusu, gelir vergisi tarifesinin 4. diliminin altında olmayacak şekilde saptanacak rakamın üzerinden elde edilen “gelir/kazanç”; mükellefleri ise gerçek kişiler ile kurumlar olmalıdır.”
 
Böyle bir özel verginin getirilmesi durumunda özel iletişim vergisinin kaldırılması gerektiğine de dikkat çeken Yavaşlar, özel iletişim vergisinin konusuna giren hizmetlerin KDV’ye tabi olduğunu ve oradaki harcamanın özel başka bir vergi ile vergilendirilmesi gereken ek bir mali gücün olmadığını sözlerine ekledi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum