Ege Üniversitesinde “Ege MS Hasta Okulu”

Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü merkezi sinir sistemi hastalığı Multiple Skleroz’a (MS) dikkat çekmek amacıyla “Dünya MS Günü” olarak farkındalık çalışmaları yapılıyor.

Ege Üniversitesinde “Ege MS Hasta Okulu”

Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü merkezi sinir sistemi hastalığı Multiple Skleroz’a (MS) dikkat çekmek amacıyla “Dünya MS Günü” olarak farkındalık çalışmaları yapılıyor.

Ege Üniversitesinde “Ege MS Hasta Okulu”
06 Haziran 2023 - 10:31

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Mayıs Amfisinde, MS farkındalığını
arttırmak, hastalıkları konusunda doğru ve güncel bilgileri aktarmak
amacıyla “Ege MS Hasta Okulu” düzenlendi.

Programda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı MS ve
Demyelinizan Hastalıklar Ünitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşe Nur
Yüceyar,  Prof. Dr. Özgül Ekmekçi, öğretim görevlisi Dr. Bedriye
Karaman, Yüksek Hemşire Meltem Baklan, Uzm. Hemşire Yeşim Yolcu sunum
yaparak, hasta ve yakınlarının sorularını yanıtladı. Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Özen Önen Sertöz,
MS hastalığında stres ile baş etme konusunda katılımcılara bilgi
verdi. Ayrıca,  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Özkeskin, fiziksel rehabilitasyonun MS’in
tüm evrelerindeki önemini anlattı.

MS hastalığı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar,
“Multiple Skleroz (MS) santral sinir sistemini oluşturan beyin,
omurilik görme sinirini etkileyen bağışıklık sisteminin bir
hastalığıdır. Sıklıkla 20-40 yaş arasında genç erişkini etkileyen bu
hastalık, tekrarlayan ataklarla başlar. Bu ataklar gözde puslu görme
veya görme kaybı, çift görme, bacaklarda uyuşma-güçsüzlük,
dengesizlik, mesane problemleri şeklindedir. Bu ataklar en az 24 saat
sürmekle beraber genel olarak birkaç hafta devam edebilir ve
sonrasında kendiliğinden ya da atak tedavisi ile büyük oranda veya
tamamen ortadan kalkabilir.  Bazı durumlarda ve hastalığın ileri
evrelerinde ataklar devam eder ve kalıcı nörolojik bulgulara yol
açabilir ve birey hayatını bu hastalığın sekel bulguları ile sürdürmek
durumunda kalabilir” dedi. Erken tanı, erken ve uygun tedavi, tedavide
kalmak ve uygun zamanda daha etkin ilaçlara geçme ile son 30 yılda
sayısı giderek artan etkin ilaçlarla hastalığın özürlülüğe gidebilen
seyrinin engellendiğinin altını çizdi.

Hasta ve yakınları için doğru bilgilendirilme ve eğitim önemli

MS hastalarının hayatlarını kolaylaştırıcı eğitimlere ihtiyaçları
olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar, “Hastalığın her
aşamasında fiziksel aktivite, stresi yönetme, sağlıklı beslenme,
sigarasız bir yaşam, yeterli D vitamini seviyesi hem yaşam süresince
oluşabilecek ek hastalıkları önlemede hem de hastalıklarının iyi
seyretmesini sağlamada çok önemli faktörlerdir. Bizler sağlıklı yaşamı
sürekli vurguluyoruz. Bağışıklık sistemimiz bizi dış etkenlere karşı
koruyan bir sistemdir. MS bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. MS’de
bağışıklık sisteminde bir güçsüzlük değil, aksine aşırı ve hedef
şaşırmış bir durum mevcuttur. MS’in seyrini değiştiren ilaçlarımız da
bağışıklık sistemini düzenlemeye yöneliktir. MS genetik yatkın
bireylerde çevresel faktörler eşliğinde meydana gelir. MS’de genetik
ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi ile bağışıklık sistemi
bozulabilmektedir. Ailelerinde MS hastalığı olanlar toplumdaki diğer
bireylere göre MS’e yakalanma konusunda risk taşırlar. Bu nedenle bir
MS’li olgunun kan bağı olan aile fertlerinin de MS oluşumunda etkili
olan çevresel faktörler konusunda bilinçlenmesi ve gerekli önlemleri
alması toplum sağlığı açısından önemlidir” dedi.

Hastalığın tanı ve takip sürecinde Manyetik Rezonans Görüntüleme(MRG)
hakkında değerlendirmeler yapan Uzm. Dr. Bedriye Karaman, “MS tanısı
aşamasında beyin MRG’si çok önemli bir rol oynuyor. MS için belirlenen
protokolde, en az 1.5 tesla özelliğinde ve kontrast madde kullanarak
çekim uygundur. Ancak MRG tetkikinde karşımıza çıkan her lezyon bizim
için MS lezyonu değildir. Bu nedenle karışabilen diğer hastalıkları
dışlamak gerekli. MRG’yi sadece tanılarda değil aynı zaman da tedavi
etkinliğini görmek için de kullanıyoruz. Hastalığın ilk yıllarında
genellikle yıllık MR istiyoruz Hastalık takibinde klinik kadar MRG
bulgularının da önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

MS’de tedavinin bireysel olduğunu her MS’li bireyin tedavisinin ve
tedaviye verdiği yanıtların da farklı olabileceğini belirten Prof. Dr.
Özgül Ekmekçi, tedavi kararında hastalığın aktivitesi, ilacın yan etki
profili ve kişinin yaşam tarzının önemli olduğunu vurguladı.

Her MS hastası kendine özgü tepkiler verir

MS hastalığının psikolojik boyutunu ele alan Prof. Dr. Özen Önen
Sertöz, “MS kronik bir hastalıktır ve her kronik hastalıkta olduğu
gibi her birey kendine özgü tepkiler verir ve bu duygusal tepkiler
kişiden kişiye değişmektedir. Bunun farkına vardığımızda hastalarla
daha iyi bir iletişim kurmamız mümkün hale gelir. Hastalarımızın hem
duygusal hem davranışsal tepkilerini gözlemleyerek stresini azaltmamız
tıbbi açıdan hastalığı seyrini daha olumlu bir şekilde etkileyecektir”
dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum