Seçimlerine 17 gün kala AK Parti olarak İzmir’de çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini dile getiren Dağ, “Sahadan aldığımız olumlu tepkiler ve vatandaşlarımızın teveccühü gösteriyor ki bu seçim İzmir için bir dönüm noktası olacaktır. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız ve İlçe Belediye Başkan adaylarımızla birlikte yürüttüğümüz seçim çalışmaları, İzmir genelinde karşılık bulmakta ve bir araya geldiğimiz on binlerce İzmirli hizmet temelli siyasetin özlemini duyduğunu ifade emektedir. İnanın, İzmir’de nereye gidersek gidelim değişim talebini çok güçlü bir şekilde duyuyoruz” dedi.
Dağ, “Bizler milletimizin karşısına çıkarken, 17 yılda yaptığımız hizmetleri en büyük referans olarak ortaya koyuyor ve milletimizden vazife isterken yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatıyoruz. Rakibimiz olan siyasi parti ve ittifaktan da vatandaşa hizmet odaklı bir seçim kampanyası yürütmesini bekliyoruz. Fakat ne yazık ki onlar vatandaşın ihtiyaçlarından uzak, parti içi koltuk krizleriyle, aday belirleme sürecinde yaşanan olumsuzluklarla, tepeden inme adaylarla, belediyelerde rant kavgalarıyla vatandaşın karşısına çıkıyorlar. Bu süreçler tüm İzmir halkının kafasında soru işaretleri oluşturmuş ve birçok kişide endişeler yaratmış durumda” şeklinde konuştu.
SKANDAL SÖZLER
CHP’de Buca adayının geri çekilerek başka bir adayın gösterilmesi olayının arkasında yaşananların hiçbir şekilde açıklanamayacak bir durum olduğunu söyleyen Dağ, “Olayın temel aktörü CHP Genel Başkan Yardımcısı’nın şu sözleri bir skandal:
Eğer bu trene bindikten sonra sözümden çıkarsan seni mahvederim, perişan ederim, aklına gelmeyecek şeylerle karşı karşıya kalırsın.
Eğer benim sözümden seni büyükşehir belediye başkanı yaparım.
Meclis tablosu yaparken bir iki arkadaşını yazabilirsin ama diğerlerini ben belirleyeceğim.
Belediyeyi biz yönetiriz ama sözümden çıkarsan seni bitiririm, lime lime ederim”
Bu sözler İzmir’in en büyük ilçesindeki bir belediye başkan adayına söyleniyor. Bu sözler CHP’deki demokratik kültürün ve liyakatin hâl-i pür melalini açık şekilde ortaya koyuyor. Bu yaşananlar İzmir seçmenin aklına birtakım sorular getirmiştir. İzmir seçmeni adına bu soruları sormak istiyorum:
CHP’de tüm aday adayları bu şantaj ve tehditlere maruz kalmış mıdır?
İlçe belediye başkan adayları bu trene binmiş midir?
Bu tehditler karşısında ilçe belediye başkan adayları başlarını eğip koltuk için eyvallah demişler midir?
CHP’nin kazandığı belediyeleri, belediye başkanları mı yoksa genel merkezdeki rantçılar ve onların yereldeki temsilcileri mi yönetmektedir?
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Tunç Soyer bu duruma boyun eğmiş ve biat kriterlerini kabul etmiş midir? Eğer bu tehditler karşısında dik durmuşsa bunu neden kamuoyuna açıklamamıştır?
Bizler bu yaşananları üzüntüyle izliyoruz. CHP’li kardeşlerimin de bu yaşananlar karşısında üzüldüğüne ve seçimde gerekli tavır göstereceklerine inanıyorum” diye konuştu.
MEMUR MAAŞLARI ÖDENMİYOR
Seçim çalışmaları sırasında sıklıkla karşılaştığı bir konuya değinen Dağ, “CHP’li belediyelerin, işçi ve memur maaşlarını ödeyememe meselesidir. Bu durum İzmir’deki CHP’li belediyeler için artık kronikleşmiş bir sorun halini almıştır. Bu konuda bilhassa Seferihisar Belediyesi’nin ön plana çıkması, Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı olduğu göz önüne alındığında son derece düşündürücüdür. Geçtiğimiz günlerde Seferihisar’a yaptığımız ziyaret esnasında bu konu ile ilgili çokça şikâyet aldım. Seçim arifesinde iken bile Seferihisar Belediye Başkanı işçi ve memur maaşlarını ödememiş! Seferihisar Belediyesi işçilerinin Ocak ve Şubat ayındaki maaşları ödenmemiş ve memurların maaşları da 15 gün gecikmeli ödenmiş! Bu konu basına yansıyınca alelacele maaşları ödemişler fakat bu sefer de işçilerin maaşları 500-1000 TL arası kesintilerle gerçekleşmiş. Bunun yanında Tunç Soyer bir toplantıda personeline seçim sürecinde CHP için çalışmaları ve CHP’nin seçim bürolarında bulunmaları gerektiğini söylemiş aksi takdirde maaşları tekrar ödememekle tehdit etmiştir. Seçim sloganı “Çok renk, çok ses, çok nefes” olan Tunç Soyer Seferihisar belediye personeline yönelik bu dayatma ve tehditleri nasıl açıklamaktadır” dedi.
BÜTÇEYİ NASIL YÖNETECEK
Dağ, “CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer, şahsi reklamını yapmak için milyonlarca lira harcarken, tüm billboardları kendi görselleriyle doldururken, çalışanlarının maaşları konusunda aynı cömertliği göstermemesini ne ile açıklamaktadır? Her fırsatta geliri eşit paylaşma edebiyatı yapan, İzmir’in sözde halkçı ve emekçi Belediye Başkan adayı Tunç Soyer işçilerin ve memurların parasını başka yerlere mi harcamaktadır? Tunç Soyer’in kendi maaşı da çalışanlarının maaşı gibi gecikmiş midir? 43.500 nüfuslu Seferihisar’da çok basit bir meselenin altından dahi kalkamayan Tunç Soyer binlerce kişinin çalıştığı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni ve bu belediyenin bütçesini nasıl yönetecektir” ifadelerini kullandı.
HDP İLE YAKIN ÇİZGİDELER
CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayının HDP ile yakın bir çizgide olduğunu belirten Dağ, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözde Adalet yürüyüşünde alenen tasdik ettiği HDP ortaklığının, İzmir’de en üst düzeyde bir temsiliyeti için Tunç Soyer ismi belediye başkanlığı için aday gösterilmiştir. Öyle ki Tunç Soyer ismi açıklanır açıklanmaz ilk büyük destek HDP İzmir İl Başkanlığı’ndan geldi. HDP İzmir İl Başkanlığı; "Tunç Soyer profilimize uygun bir adaydır, destekleyeceğiz” açıklamasını yaptı. Tunç Soyer ismi HDP’yi son derece heyecanlandırdı. İzmir’den aday çıkarma ihtiyacı dahi duymadılar. Neden? Çünkü Tunç Soyer, geçmişiyle HDP için bulunmaz bir aday. Tabi ki İzmir’deki durumu HDP Eş Genel Başkanı’nın “Batı'da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz" açıklamasıyla ortaya çıkan stratejisi ile birlikte okumalıyız” diye konuştu.
Dağ, merak ettiği soruları şu şekilde sıraladı;
“Tunç Soyer İzmir’de HDP ile birlikte ortak miting yapacak mıdır?
Terörle ilişkileri dolayısıyla Sur Belediyesi'ne kayyum atanmasından sonra yaptığı açıklamada "Darbeye karşı asıl şimdi tankların üstüne çıkmalı" ifadesini kullanan Soyer, bu açıklamayı hangi refleksle yapmıştır? Tunç Soyer hala aynı düşüncede midir? Yoksa bunları olayın sıcaklığı ile mi söylemiştir?
Sur'da gerçekleşen kayyum atamasına yönelik açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda; Tunç Soyer İzmir'de terörle ilişkili kişi ve gruplara yönelik gerçekleştirilebilecek olası operasyonlarda panzerin üstüne mi çıkmayı yoksa önüne mi yatmayı planlamaktadır?
PKK’nın bölgede uyguladığı terör hakkında ne düşünmektedir?Devletin önlemlerini darbe olarak niteleyen bir kişi terörle mücadelemizde ki başarılar hakkında ne düşünmektedir?”
İZMİR KÖTÜ YÖNETİLİYOR
İzmir’in mevcut yönetimde kötü yönetildiğine vurgu yapan Dağ, “Evet İzmir kötü yönetiliyor, evet İzmir’de birçok sıkıntı var, evet yerel yöneticiler bu sorunları görmezden geliyor veya çözebilecek vizyona sahip değil. Ancak her şeye rağmen bu şehir huzurlu ve güvenli bir şehirdir. İzmir; farklı kültürden insanların bir arada yaşadığı, aşırılıklara taviz vermeyen, ayrıştırıcı dilin karşılıksız kaldığı bir yapıya sahiptir. Ancak bu şehri emanet etmek istedikleri kişi İzmir’in bu refleksleriyle uzaktan yakından alakası olmayan biridir. Sadece belli bir zümreye hitap eden bu kişinin İzmir’de belediyenin başına geçmesi durumunda yönetme sıkıntısının yanında şehirde güvenlik problemlerinin de ortaya çıkacağı bir zemin oluşması muhtemeldir. Çünkü olası durumda bu güzel şehrimizde HDP-PKK çizgisinin de bir aktör olarak ortaya çıkacağı su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu.
“Değişim talebini duyuyoruz”
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Ak Parti İl Binası’nda seçim öncesi basın açıklaması yaptı. Dağ, “Sahadan aldığımız olumlu tepkiler ve vatandaşlarımızın teveccühü gösteriyor ki bu seçim İzmir için bir dönüm noktası olacaktır” dedi.
14 Mart 2019 - 12:17
YORUMLAR