Cumhuriyetçi Avukatlar ön seçime hazırlanıyor!

İzmir Barosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, 10 Ocak'ta yaptığı toplantıda, 10 kişilik bir Yürütme Kurulu seçmiş ve grubun Ekim 2020'deki Genel Kurula tek liste girmesi için ön seçim yapılması konusunda karar almıştı.

Cumhuriyetçi Avukatlar ön seçime hazırlanıyor!

İzmir Barosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, 10 Ocak'ta yaptığı toplantıda, 10 kişilik bir Yürütme Kurulu seçmiş ve grubun Ekim 2020'deki Genel Kurula tek liste girmesi için ön seçim yapılması konusunda karar almıştı.

Cumhuriyetçi Avukatlar ön seçime hazırlanıyor!
17 Şubat 2020 - 15:37

Yürütme Kurulu geçtiğimiz günlerde, tüm avukatlara açık yapılacak ön seçimin 16 Ocak 2020'de yapılacağını ilan etti. Ön seçimin yöntemi konusunda tartışmalar sürerken, Baro Başkan adaylığı için adaylığını açıklayan ilk isim Av. Mutlu Çakır oldu. Bugün bir basın açıklaması yayınlayan Çakır, " Genç, dinamik ve yetkin bir ekiple birlikte ön seçimde İzmir Barosu Başkanlığına adayım" dedi. 
"Baro başkanlığı, Milletvekilliğinden de belediye başkanlığından da önemlidir" diyen Çakır sözlerini "Bu nedenle, basamak olarak görülemez zira, bir avukat için en üst basamak üyesi olduğu Baronun Başkanlığıdır" sürdürdü. 
Avukat cüppesinin önemini de "Üzerimize giyerek, yemin ettiğimiz ve önünde düğme olmayan bu cüppe, bizim mesleğin onurunu ve bağımsızlığını temsil eder. O cüppe üzerimdeyken, hiç bir makam ve gücün önünde ellerim önümde, başım da hafif önde eğik olmayacak. Şundan emin olun ki; Vaziyeti idare etmek, birilerine hoş görünmek derdim de asla olmayacak" şeklinde özetleyerek, bağımsızlık vurgusu yaptığı açıklamada, projelerine dair de şunları söyledi: 
"Baromuzun, içinde konferans salonu, misafirhane, çalışma ve toplanma alanlarının olacağı bize yakışan bir sosyal tesise sahip olması, genç ve ekonomik sıkıntı yaşayan meslektaşlarımıza yönelik, ilk günden sonuç verecek gelir arttırıcı acil eylem projeleri, özlük haklarımızı hakim ve savcılarınki ile yarıştıracak plan ve projeler yanında, kültür sanat ve spor gibi alanlarda ortaya koyacağımız, akıl süzgecinden geçmiş, hesaplanabilir, akılcı projelerimizi adım adım sizlerle paylaşacağız ama bizim en büyük projemiz gönülleri kazanmak olacak. Zira, ben ve arkadaşlarımın en büyük projesi, istisnasız her üyesinin kendisini, güçlü ve büyük bir ailenin parçası olarak hissetmesidir."
Avukatlar arasında ciddi bir rahatsızlığın, dip dalgası gibi sessiz ve derinden kendini hissettirecek düzeye geldiğini, değişimin kaçınılmaz olduğunu söyleyen, Çakır, tüm meslektaşlarını da 16 Nisan'da ön seçime katılarak, değişimin ve yenileşmenin parçası olmasına davet ederek, dün dünde kaldı artık yeni şeyler söylemek gerek, diyerek açıklamasını yaptı.
Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu Başkan Adayı Av. Mutlu Çakır yaptığı basın açıklamasında şunları belirtti;
"16 Nisan 2020’de, Cumhuriyetçi Avukatlar Grubunda ÖN SEÇİM var!
 Bütün meslektaşlarıma duyurmak isterim ki; Cumhuriyetçi Avukatlar Grubunun Başkan adayı olmak için, 16 Nisan’da, dinamik ve yetkin bir ekiple birlikte adayım.  
Baro Başkanlığına adaylık sürecinde, beni destekleyen ve cesaretlendiren, birbirinden değerli, yakın çalışma arkadaşlarıma, üstatlarıma teşekkür ederim. En az onlar kadar beni cesaretlendiren şeylerin başında; Baro odalarında, Adliye koridorlarında göz göze geldiğim, sohbet ettiğim, bazen de kulak misafiri olduğum meslektaşlarımın olup biten hukuksuzluklardan duydukları rahatsızlıklar, değişim arayışları ve devasa sorunlar karşısındaki dirayet ve arayışlarıdır. 
 Yola çıkarken, “Ya bir yolunu bulacağız, Ya yeni bir yol yapacağız” demiştik. Bunun anlamı, başarısızlığın bir seçenek olarak masada olmadığıydı. Bir Norveç atasözü “Çaresiz kaldığında, Atatürk gibi düşün” der. Biz de sorunlara ve hayata karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün gözünden bakıyoruz. 
 Mesleğin itibarını yükseltmek, demokrasi ve hukukun üstünlüğü hayata geçirmek, meslektaşların sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmak, dünyaya açık olmak ve karşılaşılan her sorunda  “Bunu çözmenin mutlaka bir yolu olmalı” diye yaklaşmak, sağlam bir irade ve kararlı ve dik bir duruş gerekir. Bunlara hep birlikte sahibiz. 
 Adaylık konusunda, öncelikle şunu söylemek isterim:  Bir şey olmak için değil, bir çok güzel şeyler yapmak için adayız. Çünkü, Başkanlık ve diğer kurul üyeliklerinin geçici olduğunun bilincindeyim. Aday olursun, seçilirsin veya seçilemezsin. 
Seçilsen de seçilemesen de bırakmasını bilmen gerekir. Başkanlık noktasında konuşacak olursam, Genel Kurulda seçilirsem, bir döneme çok şey sığdırmak hayalim, bu yönde projelerim ve güçlü bir iradem var. Ama genel kurulda seçilemezsem de bir daha aday olmayacağım.  Demokrasi sadece yazılı kurallardan oluşmaz, teamülleri vardır. Demokratik ülkelerde, seçimi kaybedenlerin çekilmesi, bir daha aday olmaması yazılı kurallar kadar geçerli bir teamüldür. Bu anlayış, ne yazık ki ülkemize Kapıkule’den içeri giremiyor. Ben bunun da sözünü en başta veriyorum. 
Sizlere vereceğim bir iki sözüm daha var! Sütten ağzımız yandığı için en başta söylemek isterim. Baro başkanlığı, Milletvekilliğinden de belediye başkanlığından da önemlidir. Bu nedenle, basamak olarak görülemez zira, bir avukat için en üst basamak üyesi olduğu Baronun Başkanlığıdır. Bu nedenle görev süremi, başka bir makam veya mevki için asla yarıda bırakmayacağım.  
Ayrıca, üzerimize giyerek yemin ettiğimiz ve önünde düğme olmayan cüppemiz, bizim ve mesleğimizin onurunu ve bağımsızlığını temsil eder. O cüppe üzerimdeyken, hiç bir makam ve gücün önünde ellerim önümde, başım da hafif önde eğik olmayacak. Şundan emin olun ki; Vaziyeti idare etmek, birilerine hoş görünmek derdim de asla olmayacak. Ne vesayet ne de biat kültürüne eyvallahım var. Size elimizden gelenin en iyisini yapmanın sözünü verirken, bizi asla  -mış gibi yaparken göremeyeceğinizi şimdiden söylemek istiyorum.  
 Bizim en büyük gücümüz, içten ve net olmaktır. Grup içindeki tartışmalara hiç bir şekilde katılma niyetimiz yok, doğru bildiğimizi yüksek sesle söylemek için de kimseden izin alacak değiliz. İki senedir bir araya gelemeyen ve kaybedilen seçimin hesabının verilmediği yerde bile dün dünde kaldı, artık yeni şeyler söylemek gerek diyoruz.  
Projeler / Yeni şeyler: 
Bu devrin teknolojisi, sosyal medyası, akıllı binaları bir yana aslolan insandır. Ben ve arkadaşlarımın en büyük projesi, istisnasız her üyesinin kendisini, güçlü ve büyük bir ailenin parçası olarak hissetmesidir. Aidiyet duygusu da insana dokunarak kazanılır. Sözlerin bu konuda hiç bir hükmü yoktur. Bunu başarıp başaramadığımızı, eğer yetki verirseniz iki yılın sonunda göreceğiz. 
Baromuzun, içinde konferans salonu, misafirhane, çalışma ve toplanma alanlarının olacağı bize yakışan bir sosyal tesise sahip olması, genç ve ekonomik sıkıntı yaşayan meslektaşlarımıza yönelik, ilk günden sonuç verecek gelir arttırıcı acil eylem projeleri, özlük haklarımızı hakim ve savcılarınki ile yarıştıracak plan ve projeler yanında, kültür sanat ve spor gibi alanlarda ortaya koyacağımız, akıl süzgecinden geçmiş, hesaplanabilir, akılcı projelerimizi adım adım sizlerle paylaşacağız.
Bazı projelerimizi hayata geçirmek için seçimi ve seçilmeyi bile beklemeyeceğiz. Bundan sonra daha fazla görülür olacağız. Bizi takip edin hatta bize katılın… Değişimin ve yenileşmenin güçlü bir parçası olun.  16 Nisan 2020 ‘de İzmir Barosu için bir yürüyüşe beraber çıkalım. 
Bizler yola, Müdafaa-i Hukuk konferansları düzenleyerek çıktık. Konferanslara bu adı vermemizin sembolik anlamları vardı. Bir yandan, tarihsel köklerimize hangi zemine dayandığımıza işaret ederken bir yandan da bugün hukuku savunmak zorunda olduğumuza işaret ediyorduk.  Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler ve vatandaşın hakkını hukukunu korumak için, işe en başta mesleğin itibarını ve meslektaşların haklarını, hukukunu yüksek sesle savunarak başlamak zorundayız. Biz hazırız. Siz de hazırsanız başlayalım..."

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum