CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Bartın Amasra İlçesinde meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında yetki karmaşası ve koordinasyon eksikliği bulunduğunu dile getirdi. Madenlerin ruhsat aşamasından itibaren etkin bir denetime tabi tutulmadığını vurgulayan Beko, bakanlığa, “Ruhsat neye göre veriliyor? Raporunuzdan yola çıkarak soruyorum. ETKB, MABEG 3213 sayılı Maden Kanunu'nda; ‘Madenlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, bulunduğu yerin mülkiyetiyle ilgili olmadığı hükme bağlanmıştır. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki madenlerde işletmeye elverişli ekonomik bir cevherin bulunması durumunda ruhsatların verilmesi denetimi projelerinin incelenmesiyle ilgili madencilik faaliyetleri ETKB adına Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir’ diyorsunuz. Siz de basından okumuşsunuzdur, AKP Kayseri İl Başkanı kendi adına 214 adet maden ruhsatı almış, bir kısmını başka şirketlere devretmiş. Bakanlık yetkililerinin de konuya bir açıklık getirmesi gerekir. Hangi referanslara ve kriterlere dayanarak dönemin AKP Kayseri İl Başkanına bu ruhsatlar verilmiştir? ‘’ diye konuştu.
Beko, “Dayıbaşılık uygulamaları mevzuata aykırı olmasına rağmen pek çok yerde maalesef devam etmektedir ve bu nedenle işçi sağlığı iş güvenliği konusundaki sorumluluklarda bir belirsizlik oluşmaktadır. Anayasa ve mevzuata aykırı olan bu uygulama konusunda açılan bir dava var mıdır? Madenlerde orman kanunları geçerli olduğunu biliyorum, ya, bunları siz de biliyorsunuz ama buna rağmen açılan davalar bilhassa "Dayıbaşılıkla ilgili var mı? Ülkemizde bazı bölgelerde kayıt dışılık sorunu devam etmektedir. Kaçak maden işletmelerinin önüne geçmek için devlet kurumlarının koordinasyon içinde bu soruna eğilmesi gerektiğini ülke genelinde kayıt dışı olarak çalıştırılan maden ocağı sayısı nedir? " diye sordu.
Madencilik mevzuatı doğru ve etkin oluşturulmalı
Beko, ‘’Ermenek madenleri tam bir gecekondu, ben içeriye girmekten korktum yani siz de gitseydiniz bana hak verirdiniz. Diyarbakır'a gittim, çok üzüldüm; Diyarbakır'da kovalarla, iplerle maden çıkaran maden işçilerini gördüm yani tam bir gecekondu sistemi. Hep beraber bu işlere el atmamız gerekir düşüncesi içindeyim. Bunu söylerken kimseyi hedef almıyorum ama bizim madenlerimiz, bizim ocaklarımız gerçekten insan haklarına çok aykırı. Zaman zaman burada da söyledim, dünyanın en kötü koşullarında çalışan 10 ülkeden biri biziz. Ülkemizdeki madencilik mevzuatının doğru ve etkin biçimde oluşturulmalı. İlgili yasa ve yönetmelikler yenilenirken uluslararası sözleşme standartları ve normları dikkate alınmalı. İşçi sağlığı, iş güvenliği mevzuatıyla ilgili olarak bilimsel temelli, açıklayıcı tebliğler, rehberler hazırlanmalı ya da detaylı hükümler içeren mevzuat yapısı oluşturulmalıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kriterlerine uygun hâle getirilmeli" dedi.
Soma ve Ermenek Maden facialarındaki gözlemlerini dile getiren CHP’li Beko, ‘’ geçmişte yaşanan maden facialarının nedenleri ve sonuçları tüm açıklığıyla kamuoyuyla paylaşılmalı. Soma'da yaşanan maden faciası için bir araştırma komisyonu kuruldu ancak rapor Genel Kurulda değerlendirilemedi. Bu komisyonun sonucunun da böyle olmamasını sağlamalıyız. Hep birlikte yaptığımız bu çalışmaların tüm sektörün olanaklardan ders çıkarabilmesi için kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Siz de yaptığınız çalışmalarda Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğüyle görüş alışverişinde bulunabiliyor musunuz? Yani bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmalarda Türkiye Taşkömürü Genel Müdürlüğü veya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı sizi muhatap aldı mı; ortak, birlikte hazırlamış olduğunuz bir projeniz var mı?’’ dedi.
Madencilik projeleri bilim ve tekniğe uygun değil
Amasra'daki maden faciasının nedenlerini sayan Beko “Amasra'da bilime ve tekniğe uygun bir madencilik planlaması yapılmadığının en önemli göstergesi, havzanın bir bütün olarak planlanmamış olması. Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Amasra madenlerinde en ileri teknolojiyi uyguluyoruz.’ demişti. Şimdi ben anlayamadım yani biz gerçekten burada, bu Amasra madenlerinde en ileri bilimi, tekniği, teknolojiyi, AR-GE'yi uyguluyor muyuz veya yeteri kadar uygulamıyor muyuz? Bunu da anlamak istiyorum. Bir de ‘MAPEG tarafından onaylanan madencilik projelerinin en az yüzde 95'i bilim ve tekniğe uygun projeler değildir’ diyorsunuz. Yani bizim madenlerin demek ki ancak yüzde 5'i uygun ama yüzde 95'i gecekondu, değil mi; ben bunu anlıyorum. Olamaz böyle bir şey! Çünkü yüzde 95 çok büyük bir rakam. O zaman bizim işçileri ölüme terk ediyorlar. Dolayısıyla, Şimdi ‘1475 sıra sayılı İş Kanunu'nda bulunan kurma izni ve işletme belgesi bürokratik süreçleri nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu'nda kaldırılmıştır’ deniliyor. Bana göre 1475 sayılı İş Kanunu aslında devam ediyor, bu konuda biraz ısrarcı olunmalı. Ben bunu kıdem tazminatı konusunda yaşadım, bakanlıklara bağlı birçok uzman üçlü danışma kurulunda kaldırıldığını söylediler. ‘Hayır, 1475 sayılı Yasa kesinlikle kaldırılmadı’ dedim. Dolayısıyla, işçilerin bir yılı bir gün geçe kıdem tazminatı hakkıdır, bakidir; anlatmak istediğim bu. Sizin için de bizim için de yani maden camiası için de işçiler için de geçerlidir, 1475 sayılı İş Kanunu hâlâ yürürlüktedir, bunu belirtmek isterim ‘’ dedi.
CHP’li Beko: “Maden ruhsatları hangi kritere göre veriliyor?”
TBMM Bartın Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, madencilik sektöründe yaşanan sorunların nedenlerini sorguladı. Beko, hükümete dayıbaşılık uygulaması, ruhsatlandırma kriterleri, iş güvenliği politikalarını kapsayan bir dizi soru yöneltti.
01 Aralık 2022 - 15:53
YORUMLAR