Türkiye’nin saygın yükseköğretim kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi, fiziki yatırımlarını destekleyecek, eğitim kapasitesini güçlendirecek ve kamuda işbirliğine örnek olacak bir protokole daha imza attı. İzmir’in hızla gelişen bölgelerinden biri olan Buca’da; mülkiyeti Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’ne ait binaları yaptığı bir anlaşmayla 29 yıllığına kiralayan Dokuz Eylül Üniversitesi, depreme dayanıksız binalarda eğitim görmek zorunda kalan ve bilimsel araştırmalar yürüten mensuplarına, daha güvenli bir ortamda çalışma fırsatı sunacak.
Üniversite adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Safiye Sunay Doğru Yıldırım ile OGM adına İzmir Orman Bölge Müdür Vekili Mehmet Erol tarafından imzalanan protokol kapsamında, önümüzdeki günlerde yer teslimi yapılacak. Bunun hemen ardından Tınaztepe Yerleşkesinin Kuzey Batı yönünde bulunan ve üç bloktan oluşan binalarda çalışmalar başlayacak. Böylece gerekli yenilemelerin yapılmasıyla birlikte üç katlı binalar, yükseköğretime hazır hale getirilecek.
Yaptıkları anlaşmayla ilgili açıklamalarda bulunan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, bir süredir üzerinde titizlikle çalıştıkları ‘depreme dayanıklı binalarda yükseköğretim faaliyeti’ konusunda, somut bir adım daha attıklarını söyledi. İzmir’in deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğunu ifade eden Rektör Hotar, “Bizler için mensuplarımızın can güvenliği, her şeyden önce gelmektedir. Ülkemizde olduğu gibi güzel kentimizde de deprem gerçeği bulunmaktadır. Dolayısıyla buna uygun çalışmalar yürütmek ve planlarımızı bu doğrultuda gerçekleştirmek, yönetim olarak bizlerin öncelikleri arasında yer almaktadır. Orman Genel Müdürlüğü ile yaptığımız protokolü de bu noktada, hem bir işbirliği hem de güvenli geleceğe yapılmış bir yatırım olarak görüyoruz” diye konuştu.
Söz konusu anlaşma ile Tınaztepe Yerleşkesinin yanı başındaki yaklaşık 17 dönümlük alanda bulunan binaları OGM’den kiraladıklarını aktaran Rektör Hotar, “Burası oldukça büyük bir alan. Önümüzdeki günlerde yer teslimi yapılacak ve bizler de buradaki yapıları, yükseköğretim faaliyetlerine uygun hale dönüştüreceğiz. Böylece üniversitemizin dayanıksız binalarında eğitim almak zorunda kalan öğrencilerimize ve bilimsel araştırmalar yürüten mensuplarımıza, daha güvenli bir çalışma ortamı sunacağız. Üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek 2048 yılına kadar, burada faaliyet göstereceğiz” dedi.
 
ZAMAN KAYBI YAŞANMAYACAK
Devlet Ormanı niteliğindeki arazideki yer alan binaları kiralamanın, yatırım yapmaktan daha hızlı ve ekonomik bir çözüm olduğunu vurgulayan Rektör Hotar, “Depremin ne zaman geleceğini bugünkü teknolojilerle hiçbir zaman bilemeyiz. Dolayısıyla bu ciddi bir risktir. Bu noktada depreme dayanıklı mevcut binaların eğitime kazandırılması, yenisini inşa etmekten daha hızlı ve zaman kaybını da ortadan kaldıran bir çözümdür. Mensuplarımızın kaygı ve korku duymadan hareket etmelerini arzuluyoruz. Buraya hangi birimlerimizi ne şekilde aktaracağımıza, ilerleyen günlerde üniversitemizin ilgili organlarında görüşüp karar bağlayacağız. Bu konu, sürecin en son kısmını oluşturacak. Aldığımız karaları da mensuplarımız ve kamuoyuyla paylaşacağız” ifadesinde bulundu.
 
TEŞEKKÜR ETTİ
Protokolün kamu kurumları arasındaki örnek bir işbirliği olduğuna da dikkat çeken Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Protokolün imzalanmasına öncülük eden başta Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli olmak üzere ilgili kişi ve kurumlara; bizleri her daim destekleyen değerli mensuplarımıza içtenlikle teşekkür etmek istiyorum. Onların destek ve girişimleri sayesinde üniversitemiz, fiziki kapasitesini artırmış oldu. Önümüzdeki dönemde benzer işbirliklerini yapmaya; çalışmalarımızı geliştirmeye devam edeceğiz.”