ÇAĞIMIZIN ALTIN KALBİNİ ARAYAN MADENCİLERE EFES SELÇUK'TAN
DESTEK MESAJI

"İş kazası değil, bu bir cinayet..."

6 yıl önce kulaklarımızı çınlatan, dillerimize pelesenk olan, yüreğimizi dağlayan bu cümle, 12
Ekim günü "Sanki suçlu bizmişiz gibi, sanki hırsızlığı, namussuzluğu, arsızlığı biz yapmışız
gibi hesabı bizden sormaya çalışanlar yani hesabı sorması gerekenlerden hesap sormayanlar
bize hesap sormaya çalışıyorlar. Oysa bizim haklılığımızı cümle alem biliyor..." diye yaşı 70'e
merdiven dayamış, ömrünün 50 yılını işçi mücadelesine adamış bir maden işçisinin ağzından
tarihe not düşerek ama tüylerimizi diken diken ederek tam da umutlarımız kırılıyor dediğimiz
zamanlarda, içimizde bahar çiçeklerinin açmasını sağlayarak karşımıza çıktı.

Bizler evimizde sıcak çaylarımızı yudumlarken, gündelik hayat gailelerimizle uğraşıp, Corona
virüsüne nasıl yakalanmayarak tesadüfen hayatta kalacağız korkusuyla yaşayıp, eve ekmek
getirmek derdiyle uğraşırken, bu cümleler tam 6 yıl önce 301 maden işçisinin diri diri toprak
altında kalmasını sonrasında da "unutursak kalbimiz kurusun" dediğimizi "haklılığımızı
cümle alem biliyor" diyerek hatırlatan cümleler oldu...

Sevgili madenci kardeşim, tüm kalbim ve içtenliğimle; vicdanıyla emeğin hakkının değerini
bilen Efes Selçuk Halkı adına söylüyorum ki yaşadığımız o acı günleri, kaybettiğimiz tüm
madenci dostlarımızın anısını unutmayacağız. Özellikle bu zorlu günlerde kıdem tazminatı,
insanca çalışma koşulları ve tüm özlük haklarınızla ilgili 1991'deki o görkemli "Madenci
Yürüyüşü"nde başlattığınız, bugün ise Soma'dan ve Ermenek’ten yürüttüğünüz haklı
mücadelenizi selamlıyorum. Şairin dediği gibi "çağımızın altın kalbi" ve Efes Selçuk'un kalbi madencilerimizle birlikte atıyor. Bu vesileyle ülkemizdeki ve tüm dünyadaki, modern dünyanın "kara elmas diyarı"na inen tüm madencilerin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü kutluyor, haklı mücadelenizin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum... Saygılarımla...