Kaç kez yazdım...
‘Gözbebeğimiz Türk Hava Yolları hesaplarında yanlışlık var, mutlaka zarar ediyordur!’ diye... Bunu sıradan, eskilerin deyişiyle ‘Bakkal Hesabı’ndan çıkarıyordum.
THY diğer firmalara göre çok daha pahalı... Personel giderlerinden tutun da yatırımlarına kadar hepsi abartılı...
Bir özel uçak şirketinde asgari ücretle çalışanın aldığı ücretin aynı pozisyondaki görevlisi belki üç ya da dört misli ücret alıyor...
Neden?
Çünkü çoğunun torpilli olduğuna inanıyoruz da bundan. Doğru dürüst, istenildiği şekilde hizmet alamamaktan şikâyetçi olanlar var.
Neden?
Çünkü, kimsede atılma, ya da başka bir korku, çekince yok! Hani ‘İstersen’ ya da ‘yersen!’ gibi kaba tabirler bizler için söylenmiş gibi...
Kim kimi aldatıyor? Anlatmaya çalışayım: Bütün firmalar ve devlet kuruluşları mutlaka ve mutlaka uçuş biletlerini THY’den alıyor. Almak zorundalar...
İnceleyin bakın, yolcuların neredeyse yüzde 80’i devlet memuru.... Daha doğrusu devletten ya da şirketlerden maaşlı kişiler... Ödemeyi kendi ceplerinden yapmıyorlar... Özetle; devlet bir cebinden çıkardığı parayı, diğer cebine aktarıyor... Al takke ve külah meselesi...
Hesap uzmanı değilim ki, iktisatçı da, daha iyi bir şekilde dillendireyim... Kısaca THY’nı devlet bir şekilde sübvanse ediyor, diyebiliriz.
FETÖ’cülerin önemli bölümünü ayıkladıklarını duydum. Belki ‘deve falan kesmezler’ de, doğru dürüst, sağlıklı bir işletmecilik yaparlar.
*- THY'den rekor zarar
Geçen yıl ikinci çeyrekte 661 milyon TL kar elde eden THY bu yıl ikinci çeyrekte rekor zarar açıkladı Türk Hava Yolları'nın ikinci çeyrek zararı 656 milyon TL olurken, geçtiğimiz sene aynı dönemdeki karı 661 milyon TL olarak gerçekleşmişti. Öte yandan uluslararası kredi ve derecelendirme kuruluşu Moody's, önceki akşam saatlerinde Türk Hava Yolları'nın kredi notunu Ba3'e düşürdüğünü ve görünümünün negatif olduğunu açıklamıştı. Dediğim gibi takke düştü kel göründü.
*- THY’nin aktif büyüklüğü 52 milyar TL’yi aştı
Öte yandan; Türk Hava Yolları'nın aktifleri bu yılın ilk yarısında geçen yılsonuna göre yüzde 10 artarak 52 milyar 416 milyon TL'ye ulaştı. THY'nin 2016 Haziran dönemine ilişkin finansal sonuçları şöyle açıklanmıştı: Şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan faaliyet raporuna göre, THY’nin aktifleri bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 10,02 artışla 52 milyar 416 milyon TL'ye ulaştı. Bu rakam, 2015 sonu itibariyle 47 milyar 638 milyon TL seviyesindeydi. THY'nin net hasılatı ise bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 yükselerek 13 milyar 508 milyon TL'ye çıktı. Şirket, ilk yarıda 1 milyar 894 milyon TL net zarar açıkladı. THY, geçen yılın aynı döneminde 1 milyar 35 milyon TL kar elde etmişti. Global yolcu trafiği yüzde 6 civarında büyüdü
*- Nedenini açıklıyorlar!
THY'nin, Türkiye'ye gelen direkt yolcudaki kayıpları geniş network ağı ve ikincil şehirlere uçabilme yeteneği sayesinde transfer yolcu artışı ile telafi ettiği kaydedilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
‘Yüzde 15'e yakın kapasite artışının gerçekleştirildiği bir dönemde söz konusu olumsuz gelişmelerin de etkisiyle zayıf seyreden trafik, doluluk oranlarının gerilemesine ve birim gelirlerin baskılanmasına neden olmuştur. 2015 yılında havayollarının en büyük maliyet kalemi olan akaryakıt fiyatlarında yaşanan düşüşün 2016 yılında da devam etmesi nedeniyle sektördeki kapasite artışı ve beraberinde zorlaşan rekabet koşulları da etkisini sürdürmektedir. Orta Doğu ve Avrupa’da yaşanan olumsuz olaylara rağmen 2016 yılı yarı yılda global yolcu trafiği yüzde 6 civarında büyüme kaydetmiştir.’
*- Performans iyileştirilecekmiş...
Turkey Macro View (TMV) Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer, ‘Orta vadede küresel ticaret canlandığında ve Türkiye'de son donemde komşu ülkelerde olduğu gibi dış politikada olumlu adımlar atıldığında THY'nin de performansı iyileşecektir.’ tespitinde bulundu.
*- Duygulanınca....
Haftaya Haluk Narbay’ın gönderdiği bu yazı ile başlayacaktım... Ama hepimizi yürükten yaralayan terör nedeniyle bir gün ertelemek zorunda kaldım.
‘Birbirlerine kavuşamayan tüm sevgililere ithaf ediyorum’ diyen, Haluk Narbay’ın ağzından hikâyeyi dinleyelim:
‘Şile'deki ünlü ağlayan Kaya'yı görüp duygulandım. Yaşamış 286 yılık bir aşk hikâyesi! Halk arasında efsaneleştirmişmiş. Yörenin en zengin tüccarı olan Dimitri Ağa'nın Kızı Eftalya, öksüz Çoban Mehmet'e aşık olur. Çoban Mehmet'in annesi, Eftalya'yı oğlu için defalarca Dimitri'den istese de bunda muvaffak olamaz.
İki aşık 1730’da, Mayıs'ın son günlerinde son kez, deniz kıyısında bir kayanın üzerinde buluşurlar. Birbirlerinde sarılarak uzun süre ayakta ağlaşır göz yaşı dökerler ve dramatik şekilde birlikte Kaya'dan kendilerini denize bırakırlar.Duruma şahit olan kaya, o günden bugüne yaz kış damlalar halinde gözyaşı dökmekte...
Biz birbirlerinize Aşık Eftalya ve öksüz Çoban Mehmet için göz yaşları dinmeyen Kaya önünde fotoğrafımızı aşıklar olarak belgelendirdik.
Oradaki tabeladaki bilgiler bakımsızlıktan okunamaz duruma gelmiş ona da üzüldük. Bu arada; 30 Nisan 2015’ te ‘Göz Yaşları’ adlı şiirimi anımsadım.
Sizlerle onu da paylaşmak istedim:
*- Ayrılık üzüntüsü...
Kirpiklerden süzülen gözyaşları,
Dışa vurur duyguları,
Damla damla düşer mendilleri ıslatır,
Kimi zaman onda, kimi zaman da bunda,
Bir nedenle hazırdır akmaya,
Ağırdır gam yükü, ağlatır taşıyanları
Kapanmaz kalp yarası, oynatır akılları,
Ayrılık üzüntüsü yakar gönülleri ,
Acısı kırık kalplerde oluşturur göz yaşı
Sevgi ve saygılarımla... Haluk Narbay.’
*- Benden de bir hikâye, ama gerçek...
Ben de size tarihten yani 1930 yılından bir hikâye anlatayım... Marie, 1930 yılında alkolik bir annenin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir.
Annesi ona bakamayınca 5 yaşında olan Marie'yi yurda verir. Ardından bir çift onu evlatlık edinir. Marie'nin kaderi ne yazık ki yine yüzüne gülmez, çünkü onu evlatlık edinen çift sadist çıkar. Bu italyan asıllı çift küçük kızı evin mahzenine kapayıp sistematik biçimde işkence eder. Dışardan bakıldığında normal ve çok saygın göründükleri için, bunu yıllarca rahatlıkla gizleyebilirler ve Marie adeta cehennemden geçer. Marie Rose 17 yaşında depresyondan felç geçirir. Halisünasyonlar da gördüğü için doktorlar ona şizofren teşhisi koyar ve onu akıl hastahanesine yerleştirirler. Marie hayatının 17 yılını orada geçirir ve çok zor yıllar yaşar. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranır durur. Yemek yemez, yerinden kımıldamaz ve sıkça intihar etmeyi düşünür. Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie'nin durumunu yeniden değerlendirir. Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verirler.
Arkadaşlarının ve kendisini seven bir kaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaheneden çıkar. O artık hür ve yaşamını nasıl sürdüreceğine dair kendisi karar verme aşamasındadır.Terk edilmiş, işkence ve tacize uğramış, otuz dört yılı ziyan olmuş bir kişi olarak hiçte kolay olmayacaktı, ama o yılmadı ve kızgın, öfkeli, umutsuz olmak yerine sıfırdan başlamayı tercih etti.
*- İmkânsız yoktur
Yetkililer ‘Aklı dengesi yerinde değil, okuması imkânsız!’ dedikleri halde Marie, Salem State Üniversitesine Psikiyatri bölümüne girer ve mezun olur.
Bu ara kanser hastalığına yakalanır ve mücadalesini kazanır. Kendisi gibi akıl hastanesinden çıkmış ve iyileşmiş Joe ile evlenir.
Kocası maalesef altı sene sonra ölür ve Marie kendini işine verir. Uzun yıllar doktor olarak çalıştıktan sonra Harvard Üniversitesi'nde mastır yapar.
Psikiyatrik hastalarla çalışır, konferanslar verir. Biyografisi yazılır ve hayatı film olur (Nobody's Child).
Bir çok ödüle layık görülür. Elli sekiz yaşındayken, 'vay be' dedirtecek birşey yapar: On yedi yılını geçirdiği Masachusetts Danver Devlet Hastahanesine yönetici olarak atanır.
*- Affetmek şart
Verdiği bir basın toplantısında şunları söyler: ‘Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir damla bile gelişemezdim.
Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim.’
Marie Rose Balter'in yeni görevini haber yapan bir Ajans, onun zafer açıklamasını da şöyle yapar: ‘En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuk.
Affetmek bu yolculuğun en kestirme yolu. Affetmeyi gerektiren her yara, içinde önemli bir dersi barındırır.
Dersi görebilmek için yarayı yeniden deşerek yüzleşmek zorunda kalsak bile...’ Marie bu hayatta hiçbir şeyin imkânsız olmadığını gösteren en güzel
Örneklerlerden biridir...
THY nihayet açıkladı
THY nihayet açıkladı
22 Ağustos 2016 - 20:47
YORUMLAR