Topluluğun alt birliklerinin yapısını; bireylerin niteliği, katılım koşulları bağlamında incelemeyi sürdürüyoruz.
Ustalığın lotusu; liderlik.
Geldiğimiz nokta, topluluk-birey ilişkisinde, bireyin yetkinleşmesi aşamasıdır. Yetkinleşen birey, topluluğun bireye yönelik duyarlığına katkısını, bu katkının bireyde kalmamasını, topluluk etkinliklerinin belirli bireylere bağlanmamasını; lider kültüne, “ben/o olmazsa olmaz/olamazlara”; blokajlı, uçurum kenarlı yollara varıyoruz.
Misyonu, davası, vizyonu olmayan veya kaybetmiş topluluklar; bu tür yüksek/yükseltilmiş benliklere gereksinim duyarlar. Benliğin yüksekliği, liderliğin (geçer akçe/para) turası olması kaçınılmaz olması; topluluğa kattığı kazanımların paradoksudur; aynı zamanda inişin/çıkılan yenden düşüşün hızını artırır.
Bu tür topluluklar; özgüvenli, dirayetli, direngen liderleri, toplumun zirvesine taşıdığında; toplum gelişime, vizyona, davaya kavuşur. Liderliğin kazandırdığı bu öğeler; özgürlükçü zemine ve bireyin bağımsızlığından korkmayan birlikteliklere ulaşmadığında; sürdürülemeyecektir. Paradoks yani olumludaki olumsuzluk; olumludan beslenmedir. Doğrudan etkiler, aynı zamanda içinde, dolaylı çöküşleri besler.
Lider doğası gereği, geldiği yerin, dönemin kurumsallığı ile çelişir. Çelişki, lideri besler; yaşam bişekilde/belirsizce lideri, toplumsal savrulmanın yoğun olduğu noktada, zayıf halkada uç vermesini sağlar. Lider, yine yapısı gereği tanımazlık içerir; yerinden oynatmak, değiştirmek; toplumsal savrulmayı, doğal akışa yerleştirmek amacıyla; bulunduğu, uç verdiği yerden başlayarak; etrafını sağlamlaştırır, donatır, ekiplendirir; düzleyip değiştirmeye koyulur. El koyduğu ve temas ettiği her sorunda; konuya , noktaya bütünün parçası hesabıyla etki eder. El değdiği, etki ettiği şeyleri kendisine dönüştürür; kendisinin kodlarını yerleştirir; emin olduğunda; yerini değiştirir ve bu toplumsal dönüştürmeyi yine toplumsal savrulmanın yoğun olduğu yerlerde; benzerlerini, taraftarlarını, en “çilelileri” yerel donatımlarla, donatım-lılarla sentezleyip kedisiyle eş etkiye sevk eder.
Liderin en büyük enerji kaynağı, içinde bulunduğu, doğduğu toplumsal koşullardır. Koşullar, onunun için etkisinde kullanacağı malzemeyle dolu raflar gibidir; elini nereye atsa, kafasındaki gerçekliğe dönüştürecek ikna unsurunu bulur, kullanır; etki eder.
Etkiler, bulundukları yerde bireysel, grupsal ikna yaratırken; eşyanın doğası gereği, çevreye etkinin imaj/imge algısı eşzamanlı olarak yayılacaktır. Aksiyonun kendini üretip sürmesi; zincirleme reaksiyon; artık, dönüşüm karşıtların önleyemeyeceği düzeydedir. Lideri devirmek, engellemek için hangi plan uygulansa, geriye ya da erkene düşer; isabet olasılığı azalır. Çünkü eski yapı gevşeyip, dağılmaya başlamış; yeni/ taraf olana kaymalar artmış; eskilik, (eski) patenti almıştır.
Etki yaymayan lider; engellenmiş demektir; engelleme, liderin tekrar başlaması için fırsat olacağından; engelleyenlerin çürümesini geciktirir;böylece eski doku kevgire döner. Yanı sıra oluşum, toplumsal savrulma derinleşir; dizi savrulma, belirsiz savrulmaya evrilir; toplum, ülke, “vatan” kaotikleşir.
Bu olaylar yine lidere yarar; “kaçınılmazlığın üstünde sörf coşku vericidir.”
Özer ATAÇ
TEŞKİLAT ÖRÜNTÜLERİ - IV
TEŞKİLAT ÖRÜNTÜLERİ - IV
05 Şubat 2015 - 16:56
YORUMLAR