Alışmış kudurmuştan beterdir, derler…

Belki de bu atasözü benim gibileri anlatmak için yaratılmış…

‘Aykırılık’ da, ‘beğenmezlik’ de, ‘inanmazlık’ da bizde herhalde…

Geriye baktım…

Hep gözyaşı…

Umutsuzluk…

Arada da Milli Piyango gibi, ‘Ya olursa!’ düşüncesi…

Aslında bizi ayakta tutan ve yaşatan hep başa ‘ya’ sözcüğünün geldiği bir cümle…

‘Ya severse!’

‘Ya olursa!’

‘Ya verirse!’

‘Ya gelirse!’

Veya

‘Ya ararsa!’

Sonrası ise ‘Ne yapacağım?’

Elimiz ayağımız da sözcükler de birbirine karışır…

‘Aile dostum’, Sanat Güneşimiz Zeki Müren’e, Bodrum’da sormuştum:

‘En güzel şey nedir?’ diye…

‘Aşk!’ demişti…

Ama ‘aşk’ herkese, her düşünceye göre değişiyor…

Kimine göre elma şeker, kimine göre ise bir Ferrari…

Ya da bir kadın!

Peki kadına göre ‘aşk’ nedir?

Belki ‘sevilmek’, ‘okşanmak’ veya tatlı bir iki sözcük…

Fısıltı şeklinde kulağa gelmeli…

Denizin maviliği ve dalgaların ritmi olmalı mı?

Yoksa fotoğrafta görüldüğü gibi, dışarıda ‘kar’ yağarken, şömine başında olmak mı?

Sabahtan beri düşünüyorum, dost ve arkadaş bildiklerime yeni yıl dileklerimi nasıl ileteceğim, neler söyleyeceğim diye…

Yeni yıl umut veriyor mu?

‘Sanmıyorum!’ diyerek gerçeği söyleyeceğim, milyarda bir bile olsa, senede bir gün bile olsa yeşeren umutları bir anda söndüreceğim diye üzülüyorum.

Aslında üzüldüğüm çok şey var…

Örneğin; yalancılar, sahtekarlar ve liboşların çevremizde olmaları…

Bir an beni ve yazdıklarımı unutun çevrenize bakın:

Gördünüz mü iki yüzlüleri, sahtekarları, menfaatçilerı,beleşçileri…

Belki de şuanda bulunduğum yeri söylesem, binlerce ve milyonlarca kişi, ‘Ahh nerde?’ diyecek, iç çekerek…

Ama ben İzmir’de uzakta kendimi hür hissetmiyorum…

Bülbülü altın kafese koymuşlar, ne demiş!

Hepimiz biliyoruz…

Fakir fukara ne yapıyor?

Hepimizden,her şeyden önemlisi askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz ne yapıyor?

Sevdiklerinin, yakınlarının ne yaptığını mı düşünüyorlar…

Biz onları, onlar bizi düşünüyor?

Bence herkes, sadece ve sadece ‘Seni seviyorum!’ desinler yeter…

Çünkü; sevgi sözcüğü, sadece sevenlerin ağzına alacağı bir sözcük…

Kolay kolay herkes ‘Seni seviyorum!’ diyemez…

Gözüne bakarak, yürekten söylüyorsa zaten anlarsınız…

Çünkü elektriklenme olur…

İliklerinize kadar titrersiniz…

İşte o an, siz de dudaklarınızdan ‘Ben de!’ sözcüğünü çıkarabilirsiniz…

Gözleriniz buğulanmış, kalp atışlarınız hızlanmış, yüzünüz kızarmıştır…



Biri yazmış:

Görücü usulü bir aşk istiyorum. Gördükçe göresim gelsin, görmeyince ölesim…

Diğerinin notu ise şöyle:

Ad koyunca büyüsü bozulur diye, isimsiz, izinsiz, içimden seviyorum seni.

Ama
Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir uzaktan sevmek!

Seven sevmeyen herkesin Yeni Yılını kutluyorum…

Sağlık ve mutluluk diliyorum…

İki sözcük de bence ‘paradan’ da ‘kazançtan’ da çok üstün…

Sevmiyorsan, bari birini sevindir…

Bir çocuğun saçlarını okşa, bir fakiri bir lokantada yedir, öğrencilere harçlık ver…

Tabi iki kalplerini kırmadın, huzursuz etmeden, reklamını yapmadan…