PETKİM’in 50’ci kuruluş yıldönümü töreni daha doğrusu eğlencesi Swissotel Büyük Efes’te yapıldı. ‘Dost ve Kardeş ülke Azerbaycan’dan da sanatçı getirmişler. Konuklar arasında eski Büyükelçi Hulusi Kılıç da vardı. Öğretmen eşi ile sohbet ederken, Hulusi Kılıç, Tokat’tan milletvekili adayı olduğunu açıkladı. ‘Neden?’ diye sordum: ‘Bilgi ve birikimimi halkımızla paylaşmak için’ dedi. Anımsadığım kadarıyla Halep’te başkonsolos olarak da ülkemizi temsil etmişti. Tokat beş milletvekili çıkarıyor. Ağırlık da MHP’li... Hulusi Kılıç’a, ‘Sen bildiklerimizden misin?’ diye sordum... Soruyu anladı ve ‘Hayır, ben Monşerlerden değilim!’ dedi. Yıllarca ‘monşer’ olarak kendilerini tanıdığımız hariciyecilerimizin başarıları (!) hep aklımda kalmıştır. Tabii ki olumlu yönde değil. Hep masada kaybetmedik mi?
Beş dakikalık yolu
5 kız 5 erkek kardeş olduklarını belirten Büyükelçi Hulusi Kılıç, bir ara ‘hemşehrim’ diyerek gitti ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile kucaklaştı. Halbuki az önce, ‘Karataş’tan otele otobüsle yarım saatte geldim!’ dediğimde, ‘İzmir’i biz düzeltiriz’ demişti... Ne dediğini anlamamıştım...
Ama AKP yanlısı olduğunu hissetmiştim. Ben de yine bilmeyerek, ‘İzmir CHP’li... Başkan Aziz Kocaoğlu da çok seviliyor. AKP buraya çok ağırlık verdi, çok vaatlerde bulundu ama hepsi boş! Çünkü ben halkın içinde yaşıyorum, monşerler gibi halktan uzakta değilim’ demiştim. PETKİM’in 50. Yıl gecesinde AKP İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile milletvekili aday adayı eski başkan Ömer Cihat Akay da vardı. Bir ara onlar da sohbet etti.
Mert görünümlü ama
AK Parti’den bu dönem çok sayıda milletvekili aday adayı var. Bunlardan biri de Talat Kocaağaç... Talat Kocaağaç İzmirli... Optisyen ve Gözlük mağazası sahibi. Güneş gözlüğü ve optik çerçeve ve gözlük üretimini de gerçekleştiriyor, Karşıyaka’da... İzmir’de birçok ‘ünlü!’ gözlükçü, fahiş fiyatla sattığı gözlük sayesinde büyük varlık sahibi olurken, hatta halkı kazıklarken ‘Mert’ gibi gözükürken, bizim öz İzmirli, göçmen Talat Kocaağaç, hala hizmet aşkıyla koşuşturuyor. Aşk deyince aklıma geldi... Öyleleri var ki, Miamiye bile gidiyor... Bizden aldığı paralar, haksız kazançla... Devekuşu gibi başını kuma gömüyor ama herkes onu da görüyor, yanındakini de... Unutmayın dünyanın her köşesinde mutlaka ve mutlaka bir Türk ve bir İzmirli mutlaka vardır. Bu arada 1960’lı yıllarda ağızdan ağıza dolaşan bir marşın bir tümleci aklıma geldi:
‘Olur mu öyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu?’
Rifat Sait’e karşı
Talat Kocağaç da İzmir’de AKP’den milletvekili aday adayı... Profesyonel eski voleybolcularımızdan olan Talat Kocaağaç, aile dostumuz, eski Göztepe ve Beşiktaşlı İlknur- Nihat Yayöz’ün oğlu Kemal Yayöz gibi aynı zamanda su altı dalgıcı. Şu anda İzmir Bosna Sancak Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Danışma Kurulu Üyeliğini sürdüren Talat Kocaağaç büyük ihtimalle Rifat Sait’in yerine ‘balkanların’, daha doğrusu ‘Balkan göçmenlerinin’ milletvekili adayı olarak TBMM’ye İzmir’den gidebilir. Çünkü; 1993 yılında Bosna savaşı döneminde Bosna'ya yönelik yardım kampanyaları başkanlığı ve cephe komutanları ile görüşmeleri Talat Kocaağaç organize etmişti. O da bizim gibi Türk... Ve yurtdışında da Türklük ile ilgili çeşitli çalışma guruplarında da bulundu.
Kırgızistan’da da iki yıl çeşitli çalışmalara katıldığını belirtirsem, ne demek istediğim anlaşılır herhalde. Kısaca koordine ve organizasyonu ve de piyasa ekonomisini iyi biliyor. Az kalsın unutuyordum: Sudan’ın Hartum kentinde ve Atbara eyaletinde sosyal araştırmalar ve sudan merkezli çeşitli vakıflara Türkiye ve AKP’nin Türkiye ve dünya siyasetindeki başarısı konulu seminerlere konuşmacı olarak katıldı. Özetle; bu dönem Rifat Sait’in işi zor, önüne kuvvetli bir İzmirli rakip çıkıyor. Aslında onlarca AK Partili milletvekili aday adayı heyecanla salı gününü bekliyor. Listelerde adlarını arayacaklar.
Salı günü bazısı için mutlu olacak, bazısı ise sallanacak...
Dua ve özlemle anıldı
Türk ve Türklük denilince aklımıza gelen ilk isimlerden biri de Başbuğ Alpaslan Türkeş... Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Ülkü Ocaklarının kurucusu, Türk Dünyasının bilge lideri olarak bilinen Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş`in, 18. Ölüm yıl dönümü törenlerle kutlandı. Milliyetçi hareket Partisi İl Başkanlığı önceki gün, akşam namazına müteakiben Hisar Camisi’nde Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’i dualarla ve özlemle bir kez daha andılar.
Bu arada yayınlanan mesajda şöyle dendi:
‘Merhum Liderimiz Başbuğ Alparslan Türkeş, seksen yıllık ömrü boyunca hayatını ülkesine, milletinin bekasına ve devamlılığına adayan örnek bir dava adamıdır. O büyük dava ve devlet adamının aramızdan ayrılışının 18. yıl dönümünde bizlere bırakmış olduğu emanetlerin anlam ve önemini bu vesileyle bir kez daha idrak ediyoruz.
Son nefesine kadar
Milliyetçi hareketin kurucu lideri ve büyük Türk Milliyetçisi Alparslan Türkeş, inanç, bilgi, cesaret ve kararlılık gibi önemli özelliklere sahip olan değerli bir şahsiyet olarak tehlikelere ve tüm zorluklara karşı cesaretle göğüs germiştir.
Ömrü boyunca yılmadan, yorulmadan azimli bir şekilde inandığı Türk-İslam davası uğruna çalışmayı son nefesine kadar devam ettirmiştir.
Cennet mekân Başbuğ Alparslan Türkeş, hayatı boyunca Türk milletinin birlik, beraberlik ve huzuru için Türk milleti ve Türk dünyasına hizmet etmeye devam etmiştir.
Liderliği, azmi ve bilgisiyle herkes tarafından takdirle karşılanan Başbuğ Alparslan Türkeş, Türk-İslam âleminde milyonlarca yüreğin sevgisini ve saygısını kazanmış, onun fikirlerine ve mücadelesine gösterilen hürmet ve takdir her geçen gün daha çok artmıştır. Ruhu Şad mekânı Cennet olsun.’
1980 yılından önce Başbuğ ile iki yıl Türkiye’yi dolaştım. Birkaç kez silahla saldırıya da uğradık. Yanında sadece benimle birlikte dört gazeteci vardı.
Zaten o da ismen bizim kendisini takip etmemizi istiyordu. Bir keresinde üzerinde imzası olan bir dolma kalem, bir keresinde de yine imzası olan bir saat armağan etmişti.
İdealist bir bilim adamı
Bu arada yine köklü bir İzmirli, Yrd. Doç. Dr. Suavi Tuncay da Milliyetçi Hareket Partisi’nden milletvekili aday adayı oldu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Suavi Tuncay aynı zamanda Uluslararası Türkbilim Dergisi yazar ve editörü. CHP’li Nurten Akyazılılar da, Suavi Tuncay’ı tebrik ettikten sonra ‘Parti içi demokrasi’ ile ilgili görüşlerini paylaşmış. Nurten Akyazılılar, ‘Evet, iyisiyle kötüsüyle bir önseçim atlattık. 41 il ve 45 seçim bölgesinden milletvekili adayları belirlemek üzere CHP, tam 16 yıl sonra önseçime gitti. “Parti içi demokrasi budur” dedik; sevindik. Kısaca vatana, millete, bölgesine faydalı olacak vekiller seçilsin ki tabandan zirveye kenetlenip iktidara yürünsün istedik.’ dedikten sonra CHP’deki kadınların durumunu ele almış.Belki kendisinden izin alarak yazısını daha sonra sizlerle paylaşırım.
Rifat Sait’e karşı!
Rifat Sait’e karşı!
05 Nisan 2015 - 21:13
YORUMLAR