ASKON İzmir Şube Başkanı Zekeriya Hazırbulan asgari ücretin açıklanması ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. “İşçiye hayırlı olsun ama işyerini koruyalım” diyen Hazırbulan’ın açıklaması şu şekilde:

“17 Haziranda başlayan seçim vaatlerindeki yarış 1 Kasım’da iktidar partisinin vermiş olduğu vaadi devreye sokmasıyla gerçekleşme imkanı buluyor.
Tabi en kritik noktalardan bir tanesi işçi ücretleri konusu idi. Zira bu ücret kamunun ödeyeceği bir ücret değil, özel sektörde işverenin ödeyeceği bir ücret idi. Yani “el kesesinden ağalık yapma” anlamına gelecek olan bu vaat yarışı sonunda hayata geçiriliyor.
Doğrusu işçinin daha fazla ücret alması bizi sadece memnun eder. Bizatihi kendi işletmelerimizde çalışan işçilerimizin de daha çok imkanlara ulaşmış olmasından bahtiyarlık duyarız. Onların mutluluğu bizim de mutluluğumuz olur.
Ancak hepsinden daha önemlisi işyerinin muhafaza edilebilmesi işletmenin yaşatılabilmesi ve oradaki, döngünün sürdürebilmesidir.
Ülkemiz maalesef, çok büyük oranda emek yoğun işlerden ve işletmelerden çıkamadı. KOBİ ölçeğini azaltma istikametinde çok büyük mesafeler alamadık. Katma değer üretme anlamında bilgiye, teknolojiye dayalı işleri yaygınlaştıramadık. Yani pastayı büyütemiyoruz. Pasta büyümeden birileri daha fazla pay almaya çalışırsa, ortada tekrar pasta yapacak imkan kalmayabilir. O zaman sorun çok daha büyük hale dönüşür. Yani bir kısım işverenler çözümü işletmeyi kapatmakta görürse işte o zaman istihdam için ne yer kalır, ne asgari ücret ne de azami ücret.”

Hazırbulan: “Hesapların sadece 2016 için yapılmış olması da bir sorun”
“Yeni paketin kısmi olarak bazı yüklerinin kamu tarafında paylaşılması konusu elbette iyi niyetli bir yaklaşımdır. Ancak bu maliyet hesaplarının bir de optimum hesabının işletmeye göre yapılması gerekir. 2016 sonunda pişman olacağımız bir adımı atmanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Hangi sektörde, kaç işçi çalıştıran hangi özellikteki işletmenin istihdam yükü genel gideri nasıl taşınabilir kılar, bunlar gerçekten iyi hesaplanabilmeliydi.
Gördük ki, kamu genel bütçe hesaplarını yapmış, eyvallah doğru bir yaklaşım. Ancak işletme açısından da bu hesaplar daha faal didiklenmeliydi. Umarız hayır getirir.
Hesapların sadece 2016 için yapılmış olması da bir sorun özelliğindedir. Aslında bizim beklentimiz gerçekten uzun vadeli güven ortamını oluşturmak, işverenin yatırım iştahını artıracak destekler sunmak ve ülkemizin çokça ihtiyacı olan gerçek anlamda reel büyümeyi saplayacak tedbirleri almaktır.
Popüler etkiler kısa vadeli sonuçlar üretir uzun vadeli krizler üretir. Şu meşhur sözü hatırlatmak isterim. Bugünün çözümleri yarının sorunları olmasın!..”