Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVMER) “Perşembe Seminerleri” etkinliği kapsamında  “İzmir İli Hava Kalitesinin Biyoindikatör Likenlerle Yorumlanması” semineri düzenledi. Ege Üniversitesi ÇEVMER Seminer Salonunda yapılan etkinliğe ÇEVMER Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Melike Bor, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Seminerde Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) Proje Eğitmeni Doç. Dr. Ayhan Şenkardeşler konuşmacı olarak yer aldı.
Konuşmasında kirlilik ve likenler arasındaki ilişkiye değinen Şenkardeşler, her ülkedeki biyoindikatör likenlerin farklı olduğunu belirterek bu farklılığı coğrafi konuma, iklime, yağışa ve ağaç türü çeşitliliğine bağlı değiştiğini belirtti.
Türkiye’de hava kalitesinin biyoindikatör likenlerle izlenmesiyle ilgili ilk çalışmanın İzmir’de 1989 yılında yayınlandığını söyleyen Şenkardeşler “Daha sonrasında çalışmalar; 1992’de Bilecik, 1993’te Eskişehir, 1997’de Bursa, 2001 ve 2010’da yine İzmir ve 2006’da Trabzon’da yapılmaya devam etti. 90’lı yıllardan sonra bu araştırmalarda düşüş yaşandı ve bunun yerini kirliliğin likenlerdeki element analizleriyle ölçüldüğü çalışmalar almaya başladı” diye konuştu.
Doç. Dr. Şenkardeşler “Biyoindikatör likenlerle yapılan çalışmalarda, o şehirdeki veya bölgedeki ağaç üzerinde yaşayan likenlerin sıklığını belli yöntemlerle belirliyoruz.  Sonra, bulunan türlerin frekanslarını hesaplıyoruz ve bu hesaplamalar sonucunda bu bilgileri istatistiğe döküp, kirlilik haritası dediğiniz hava kalitesi haritasını çıkarıyoruz. Ancak bu yöntemde, şehirde homojen yayılış gösteren uygun ağaç bulmakta güçlük yaşıyoruz. Nitekim, şehirlerimizin çoğunda likenlere uygun yaşam alanı oluşturabilecek meşe, sakız ağacı, zeytin, ahlat, dut, narenciye ağaçları gibi ağaçlar azdır ve her semtte bulunmamaktadır” diye konuştu.
Doç. Dr. Şenkardeşler, konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularını yanıtladı. Etkinlik, ÇEVMER Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Melike Bor’un, Doç. Dr. Şenkardeşler’e “Teşekkür Belgesi” vermesiyle son buldu.