ABD Merkez Bankası, faiz artışı konusunda sabırlı olacakları mesajını yineledi.

Amerika eğer faizleri yükseltirse ve bizdeki faizleri de yabancı yatırımcı tatmin edici seviyede bulmaz ise, para, ülke riskleri daha az olduğundan, gelişmekte olan ülkelerden, gelişmiş olan ülkelere doğru kayar. Çünkü paranın bu tarafa doğal akış yoluyla akması imkansızdır. Şimdilik akıntı bizden yana gidiyor. Amerika istihdam, işsizlik rakamları ve enflasyonla ilgili biraz daha sabırlı olacak. Bu sabrın sonunda da faizleri arttırıp arttırmamaya karar verecekler. Bu sabrın da takvimi henüz açıklanmış değil. ABD’nin en baştan beri bu faiz artırım söylemi olmasına rağmen hala sabır söylemlerini yenilemeleri, durumu bizim lehimize çeviriyor. AB’nin para musluklarını iyice açması, büyümeyi yakalamanın şartlarından biri olarak, kamu harcamalarının ve transfer ödemelerinin artırılması paranın biraz daha fazla olacağı anlamına gelmektedir. Buralarda para bol olduğu sürece, vatandaşımız konut kredilerini, bireysel kredilerini ve araç kredilerini daha ucuza kullanabilecekler demektir.

Merkez Bankası yeniden faiz indirim sinyali verdi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Ocak enflasyonu 1 puandan fazla düşerse 24 Şubat'ı beklemeden faizi yeniden değerlendirebiliriz'' dedi.

Daha ucuza konut kredisi kullanmak, daha çok tasarruf etmek ve bu tasarrufları yatırıma çevirmek, bunların hepsi, özellikle yatırımın da ülkeye gelmesi faizlerin düşük olmasıyla sağlanabilir. Çünkü yabancı yatırımcı, yatırım yapacağı ülkenin faizlerine bakıp, büyüyüp büyüyemeyeceğini hesaplıyor. Eğer karlı bir ülke değil ise başka bir ülkeye gidip gitmemeyi tartışıyor. Ben kesinlikle faizlerin düşük olması kanaatindeyim. Bu yıl finansal figürlerimiz petrol fiyatlarının çok düşük olmasından olumlu olarak etkilenecek gibi gözüküyor. Olumlu etkilenen tarafta da enflasyon düştükçe faizlere olan yansımasını beklemek gerekiyor.

KOBİ'lere Başbakan Davutoğlu'dan 5 müjde

Başbakan Davutoğlu, KOBİ'lere Ar-Ge desteğinin artırılacağını ve markalaşma için işletme başına 150 bin lira destek verileceğini söyledi. Bu destekler gerçekten çok cesaret verici. Özellikle bundan sonra ikinci on yıllık sıçramayı yapabilmemiz için katma değere, inovasyona, markalaşmaya ve eğitime çok önem veriyor olmamız gerekiyor. Bu anlamda hükümetin bu konulara destek veriyor olmasını çok olumlu buluyorum.

Davutoğlu’dan ev almak isteyenlere müjde

Başbakan Davutoğlu, "Konut kredilerinde mecburi olarak yatırılan yüzde 25 peşinatı biriktirmek için açılan her hesaba, devlet yüzde 15-20 nispetinde katkıda bulunacak" müjdesi verdi. İnsanların temel ihtiyaçları, yemek yemek, giyinmek ve barınmak. Biz Türk milleti olarak kendi sahip olduğumuz yuvaya çok önem veriyoruz. Bu gelişme, orta sınıf geliri olan vatandaşlarımız için çok destekleyici olacaktır. Daha öncelerde devlet katkısını sadece bireysel emeklilikte görüyorduk şimdi bu sistemin geliyor olması son derece memnuniyet verici. Sistemin detayları açıklanmamış fakat ilk evini alacak olan vatandaşlara müjde niteliğini taşıyor.

Kıdem tazminatı

Kıdem tazminatının hem işçi hem de işveren olarak iki boyutu var. Ben ise hem işçi hem de işverenin arasında bir yerdeyim. İşvereni de yıldırmadan bir gelişmeler yapıyor olmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye işçilik açısından, sektörlerin rekabetini korumak anlamında, askeri ücreti belirli bir noktanın üzerine taşıyacak bir ülke değil. Belirli katma değerleri önce üretip, sonrasında, gelişmiş ülkelerdeki gibi, askeri ücreti ileriye çekiyor olmamız gerekiyor. Kıdem tazminatı ile ilgili olarak da işçi açısından bir hak kaybı oluyor. İşveren açısından ise belirli zorluklar mevcut. Bu konuda şu andaki uygulamaya göre, aynı işverene bağlı en az 1 yıl çalışmış olan ve iş sözleşmesi belirli nedenlerle son bulan işçi bu tazminatı alabiliyor. Fakat kendi isteği ile işyerinden ayrılırsa tazminat alamıyor. İşveren tarafından bakacak olursak da, kendi isteğiyle işten ayrılacak kişi için bugün den para yatırıp fonda biriktirmek işveren için bir yük. İşverenler kıdem tazminatı yükümlülüklerini blanço da gösterme zorunluluğuna rağmen genelde tutarları kağıt üzerinde ayırıp ne yazık ki fiiliyatta ayırmıyorlar. Sanayide, tanıdığım bir çok arkadaşımın bir gün işlerini kaybetme veya kapatma korkusu var. Hatta kıdem tazminatı nedeniyle işlerini kapatamayan bir çok şirket var. Diğer yandan, ileride işini kapatmak isteyenlerin de mutlaka kıdem tazminat tutarlarını zamanında fona aktarmaları faydalı olacaktır.

Cep telefonlarına gelecek ek Vergi, sektörü olumsuz etkiler

Bin TL maaş alan biri gidip piyasadaki en iyi telefonu alıp, cebine koyuyor. Ben buna karşıyım. Her zaman diyorum ki ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Hükümetin yerli üretimi destekleyelim şeklinde iyi bir yaklaşımı var. Desteklemek için tedarik zincirinin oluşturulması ve ülkede bir birikimin olması gerekiyor. Şu an, operatörlerden bazıları ve Manisa’daki özel bir firmamız cep telefonu üretiyor. Bunları nasıl destekleyeceksek bütün yollarını arayalım ama sadece birkaç tane üreticinin Türkiye pazarını besleyeceğini beklememeliyiz.