Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, CHP’nin iktidara gelebilmesi için politikalarını netleştirmesinin önemli olduğunu kaydederek, “ Önümüzdeki süreçte CHP’nin Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü, Laiklik ve Güneydoğu’ya bakışımız konusunda net bir söylem belirlemesi lazım. Bu söylemleri parti politikası haline getirmeliyiz”diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmelerde CHP’nin büyümesi için politikalarını netleştirmesi gerektiğini söylediğini kaydeden Karabağ,” Genel Başkanla birkaç görüşmemde, Genel Başkan ve genel merkezin Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü, cumhuriyet değerleri, Atatürk, Laiklik ve Güneydoğu’ya bakış açısını net bir şekilde söylemesi gerekir ve bunun parti politikası haline getirilmesi gerektiğini söyledim. CHP’nin genişleme alanı budur, başka türlü büyüyemez. Dolayısıyla bu dönem, o söylemlerin tavan yapması gereken bir dönem. Bu olumlu havayı fırsata çevirmemiz için bu söylemleri yükselterek söylememiz lazım. Yeni söylemde sosyal politikalara da önem vermek gerekir. Sosyal politikalar da halkın ‘ya bu bizi yönetir’ dediği noktaya getirdiğinizde bir anlam kazanır. Bir örnek var, sadece benim ilçemde 20 bin kişi devletten geçiniyor, aileleri ile birlikte en az 40 bin kişi… 40 bin kişi bir ilçede seçimin kaderini değiştirecek bir güçtür. Dolayısıyla bu kitleyi de hesaba katmak gerekir. Bu kitleleri de etkileyecek politikalar belirlememiz gerekir.”dedi.

“Kongreye gidilmesinde fayda var”

Hasan Karabağ, CHP İzmir İl Kongresi’nin yenilenmesini gerektiğini vurgulayarak, mevcut durumun devam etmesi halinde arıza çıkacağını, o nedenle il kongresinin yapılmasının yararlı olacağını söyledi.

Alaattin Yüksel’in seçildiği kongreden sonra da bu yönetimin uzun süreli olmayacağını ifade ettiğini belirten Karabağ şunları söyledi:

“ O kongre sonucu, o kongrenin ruhu bugünleri söylüyordu. Bu işlere biraz kafa yoran biri bu günleri tahmin edebilir. O kadar siyasi kariyeri olan bir insanın, tüm baskılara rağmen bu sonuçla çıkması ve o manevi ezikliği üzerinden atamaması noktasına getireceğini biliyordum. Sonuç itibariyle de bıraktı. Ve karşılık da bulamadı. Baskıyla zorla alınmış kongre sonrası yapmış olduğu etkinliklerde halkta ve örgütte karşılığı olmadığı kanaatine vardı kendisi de bence…

O bakımdan bu bir kehanet yada sürpriz değildi. Şimdi düşük profilli bir il ile birbuçuk sene gitmez. Bu tablo içerisinde bu yönetim Alaattin beyin hazırladığı bir yönetim, ona göre şekillenmiş, içlerinden bir arkadaş bu işi götürsün dediğiniz zaman genellikle arıza çıkar.

Yönetim yenilenmeli, bu tür kurullar uzun vadeli gitmez.   Kurul içinde de bu işe hevesli çok insan vardır, ben de il başkanı olabilirdim diye, o yüzden kongreye gidilmesinde fayda var. Yeni bir kongre örgütün heyecanının da tazelemiş olur. Herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir yönetim modeli olabilmeli, onu da genel başkanın inisiyatifi ile olmalı. O toparlayacak kanaat önderlerini diyecek “böyle yapacağız.” Bu krizden ancak böyle çıkılabilir. Geçmişte bunun örnekleri var.

Ben çok demokratik bir genel merkezim, bunu örgüt çözsün noktasındaki bir davranış sonuç itibariyle biraz daha sıkıntılı olur. İmza kampanyası  tartışma yaratır. Mevcut yapı da yıpranır. Mevcut il yönetimi daha çabuk yıpranır.”